DUYGUSAL REFLEKSTEN BAŞKANLIĞA - Emre ATEŞ

DUYGUSAL REFLEKSTEN BAŞKANLIĞA


İstikrar sözü altında yürütülen politikaların nihai noktası 'Başkanlık' sisteminde düğümleniyor. Tıkanan parlamenter yapının alternatifi olarak sunuluyor. Sıkıntı şu olsa gerek diye düşünüyorum. Bu sistem nedir; neleri getirecek, neleri götürecek sorularına cevap aramadan kabul edilebilir ve ya edilemez olmasıdır. Kutuplaşan siyasetin ürünü olarak ya iktidarın tercihi diye mutlak kabul edilebilir yaa da muhalif refleks ile mutlaka kabul edilmemeli şeklinde durum almaktadır. Her iki tarafından gerçek anlamda kendini sorgulaması gerekiyor. Kendi açımdan en büyük çekincem üniter yapı, milli devlet anlayışının yara alacak olmasıdır. Cumhurbaşkanı baş danışmanı Av. Mehmet Uçum'un Türk değilde Türkiye Modeli üzerine yaptığı açıklamaları endişelerimi doğrular nitelikte. Ne demişti Uçum: "Türk milleti dediğimiz yapı sadece Türklerden ibaret değildir. Bu sebeple Türkiye Milleti söylemi kimseyi rahatsız etmemelidir." Uçum'un bu sözlerine referans oluşturacak diğer eski söylemlere bakarsak; Kenan Evren'in 8 eyalet modeli; eski bakanlardan Korkut Özal'ın devlete Türk adının verilmesinin yarattığı sıkıntı söylemi; eski cumhurbaşkanı Özal'ın Türkiye ismine Anadolu alternatifi; yine eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 'Ne Mutlu Türk'üm Diyene' sözünü rahatsız edici bulması; Akp eski grup Başkanvekili Bahçekapılı'nın anayasada var olan Türklük tanımının çıkarılmasına ilişkin açıklamaları.... Bu söylemlerden iktidara ait yapının dışındakilere iktidarında uyum göstermesi endişelere temel oluşturmaktadır. Seçim dönemi hesaba katılmasaydı son bulmayacak bir açılım süreci vardı. Bu süreçte atılan her adımı Başkanlık sisteminin öncülü kabul edebilir, kaygılar taşıyabiliriz. Hatırlayın Dolmabahçe'de bir araya gelenlerin bugün ters düşmesini. Bu samimiyetsiz durumun idrakında olanların bu sisteme uzak durmaları gayet normal karşılanmalıdır. Spor dünyasında bir gelişme yaşandı. Bursasporu kupa dışına iten Amed Sportif Faaliyetler klubü şimşekleri üzerine çekti. Sur'da yaşanan olaylara ilişkin açıklamaları hepimizi Fenerbahçeli yaptı. Sahada intikamı alınmalıydı. Fenerbahçe bu görevi en iyi şekilde yapmalıydı. Galatasaray, Beşiktaş demeden destek olmalıydık. Sıkıntı burada işte. Masada yaşanan kayıpların telafisini duygusal reflekslerle gidermek. Halbuki hiçbirimiz açılım ile Diyarbakır'ın Amed olmasını konuşmadık. Tuncelili Deniz Naki'nin Dersimli olarak beyanat vermesini sorgulamadık. Çünkü günlük yaşıyoruz. Bizim için Ermeni meselesini çözmekten daha önemli Ermeni boksörü yenen Azeri sporcu. Filenin sultanlarının tur atlaması herşeyden önemli. Cumhurbaşkanı nın Filistin nidası misket bombalarını zaten unutturacak cinsten. İşte bizdeki bu hafıza yoksunluğu, olayları derinlemesine görmeme alışkanlığı, anlık politikalarla mutlu olabilme yeteneğimiz sağlıklı düşünmemize en büyük engel teşkil etmektedir. Bu sebeplerle başkanlık sistemine bakışta da sağlıklı bakmadığımıza inanıyorum. İstikrar ile şehit sözcüğünü yan yana getiren anlayışı da samimi bulmadığımı ifade ediyorum. Milli kimliğin ön plana çıkmadığı hiçbir sisteminin bu ülke yararına olmadığını düşünüyorum. .. Saygilarimla. ..

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
31Mar

TARİHİN TETİKÇİLERİ

29Kas

AB/SANGHAY/TURAN

01Ekm
24Eyl

ABDÜLHAMID

11Eyl

UYUŞTURUCUDAN UYANIŞA