Bu ülkede eskiden Demokrasi vardı. Siyasi partiler ve bu partilerin liderleri birbirlerine denkti. Oy oranları birbirine çok yakındı. Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel, Turgut Özal,Mesut Yılmaz, Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit hatta Tansu Çiller... Ne dönem kaçırmışız meğerse, değerlendirememişiz. Ben bu dönemleri gayet iyi hatırlayacak yaştayım. Çekişmelerin bir kalitesi vardı. Bu günkü kadar seviyenin düştüğünü hiç görmedim, duymadım.
Birde günümüze bakın...
Neredeyse Cumhuriyet tarihinin en uzun soluklu hükümeti kendi içindeki bazı çürük elmalara rağmen ciddi bir oy farkıyla 12 senedir bu ülkeyi yönetiyor, üstüne birde Cumhurbaşkanı çıkarıyor. Genel olarak muhalefet partileri de üzerine düşeni yaparak gördükleri yanlışlar üzerinden yola çıkarak bu iktidarı eleştiriyor.
Ancak bu sefer bir fark var...
Eleştiri doğru yapıldığı ve yapılan yanlış yada hatalı uygulamalara eleştiriyi yapanların doğru çözüm alternatifleri getirildiği zaman değerli olur. Her iktidar döneminde sepetin içinden çürük elmalar çıkmıştır. Fakat bu sefer bu çürük elmalar üzerinden yola çıkılarak yapılan eleştiriler iktidar partisinin tamamına ve hatta Başbakan, Cumhurbaşkanı konumundaki insanlara hakaret boyutuna vardı. İşin enteresan tarafı bu yönetimi bu seviyede eleştiren ve her fırsatta gitmelerini isteyen muhalefet belkide ilk defa iktidardaki parti gitse dahi bu ülkeyi yönetecek güçte değil. Hadi tek başına bu gücü yok diyelim. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi içlerinden bir Cumhurbaşkanı Adayı bile çıkaramadıkları için sayısını bilmiyorum ama kendileri olmayıp kağıt üzerinde var olan partiler dahil birleşip bir aday bulup iktidar partisinin adayına karşı çıkardılar. Ama yine sonuç ortada.
12 senedir hiç bir seçimi kazanamıyorsanız hatta yakınına bile yaklaşamıyorsanız önce kendinizi eleştirmelisiniz. Her kaybedilen seçimden ders çıkarmalısınız. Kendi özel hayatımızda bile arkadaşlarımızın arasında sürekli hata yapan biri varsa hiç bir uyarımıza kulak asmıyor ve en azından kendisi kadar yanlış yapmayan ve toplum içerisinde kabul gören insanların arkasından konuşuyorsa o insandan uzak dururuz öyle değil mi ?..
Şahsi fikrim siyasi parti liderlerinin karizmatik, genç, girişimci, eğitimli ve çok sağlam alt kadrosu olan insanlardan seçilmesi yönündedir. Bu günkü haliyle hiç bir muhalefet partisi siyasi sıçrama olasılığı içinde değildir. Herkes bu ülkenin iyiliğini düşünüyorsa en azından işini yapmaya çalışana köstek olmamalıdır. Kaldı ki bu ülkede PKK diye bir örgüt varken sizin muhalefet yapmayı bırakıp TÜRK olarak şu andaki yönetime yardımcı olmanız gerekir. Pislik temizlenmediği sürece iktidarla muhalefet arasında kavgada yumruk sayılmayacak ve zayıf olan yok olacaktır.
İyi bir hafta sonu tatili dilerim...
Sevgiyle...
