Küçük İnsanların Küçük Dünyaları. - Ender Gökçe

Küçük İnsanların Küçük Dünyaları.


Küçük İnsanların Küçük Dünyaları
Çok az insan vardır doğduğunda alnına yazılmış kaderi değiştirebilen...
Büyük şehirlerde zor gibi gözükse de daha kolaydır kaderi değiştirmek. Kalabalık, sektörel alternatiflerin çokluğu, biraz eş dost desteği derken, zaten eğitim seviyesi düşük olan toplumumuzda 2 senelik bile olsa eften püften birde üniversite okumuşsanız belki trilyonluk olmazsınız ama bayramda seyranda ailenizi ziyarete geldiğinizde " Büyük Şehirde Yaşayan İnsan " olursunuz. Altınızdaki araba, cebinizdeki para, yemek yediğiniz mekan, üzerinize giydiğiniz kıyafet çok fazla dikkat çekmez. O zaman insanlar sizin bu imkanları nasıl sağladığınızı çok umursamazlar..Öyle ya, büyük şehirden geldiniz. Oralarda normal bunlar... 
Birde Karamürsel gibi yakın çevresinde inanılmaz yatırımlar yapılan, üniversitesi kurulan, özelikle son 10 senedir kimsenin kimseyi tanımadığı, 500-600.000 liralara dairelerin satıldığı bir kasabanın yerlisi olup burada kaderi değiştirmeye çalışmak var...
Herkesin kaderini değiştirmeye ve yüksek standartta yaşamaya hakkı var. 
Ama birde gerçekler ve doğrular var.. 
Orta sınıf insanların kaderlerini değiştirmek için nereden geldiği belli olmayan,bayram,seyran,cumartesi,pazar sabah akşam demeden çalışan, az kazansa da sürümden birikimler yaratan, hala süveterini pantalonunun içine sokan ve kaderleri en azından toplum içerisinde asla değişmeyecek olan, bununla birlikte birbirlerine kenetlenmelerine, ataerkil aile yapılarına saygı duyduğum kişilere memleketi hemşehrilerinin bir adım önünde olmak için üç beş kuruş için satmaları, bu insanlara güvenerek yada bu insanların aracılığı ile kredi taksitlerini bile ödeyemedikleri hatta zaman zaman zaman deposuna benzin koyacak paraları bile olmadıkları lüks araçlara binmeleri, bankalardan yine bu insanlar aracılığı ile aldıkları kendilerinin olmayan ve nasıl geri ödeyeceklerini düşünmedikleri paralarla Coşkun'da ön masa yapmaları ve hatta yol boyundaki mekanlarda sahte ağalık gösterileri yapmaları kaderlerini değiştirmek ve yüksek standartta yaşamak için asla doğru bir yol değil. 
Ama " Küçükken Yapmak İsteyip Yapamadıkları Şeyler " varsa bilemem...
Bu sahte hayatları yaşamak evet kaderinizi değiştirebilir. Değişim kişilerin anlayışına göre değişmez. Sadece bir tane doğru vardır. 
Kendinizi bir şey oldum zannedip siyasete girmeye kalktığınızda, sosyal bir yapının yönetimine aday olduğunuzda yada sahici insanların bir sebeple sizinde içinde olduğunuz tercihler arasında seçim yapmaları gerektiğinde kaderinizin ne yönde değiştiğini anlarsınız. Ve fakat iş işten geçmiş olur.
Küçük yerlerde büyük çoğunluk Baba, Dede dostudur. Herkes birbirini tanır ve saygı gösterir. Milliyetçilik, örf ve ananeler, aile terbiyesi önemli toplumsal değerlerdir. Ne yazık ki belli çevrelerin son zamanlarda işin içinden çıkamadıkları zaman ortaya attıkları bir çok saçma çıkış noktalarının sonuncusu olan " ÖZGÜR OLMA" provokasyonu yine bir kısım yurdum insanının her konuda olduğu gibi bu konuyu da dejenere etmesiyle birlikte milli değerlerimizin yavaş yavaş kaybolmasına sebep oluyor. Tabi ki herkes özgür olmalı, dayatmalar olmamalı,demokratik bir ortamda yaşamanın keyfini sürmeli. Cumhuriyet bunun için var. Ancak topluma hiç bir katkı sağlamayan, sadece yapılanları eleştiren, kendi dünyalarının içerisinde ütopik fikirleri, hastalıklı düşünceleri üreterek işin kötüsü kendi yarattıkları bu saçmalıklara inanan insanlardan uzak duralım. Provokasyona gelmeyelim. Kimse çocuk değil. Herkes ne kadar özgür olması gerektiğini biliyor. Amerika'yı tekrar keşfetmenin alemi yok.
Konuyla alakası yok ama gündem olduğu için Fransa'da yaşanan olay için düşüncem ;
Asla insanların inançları ve değerleriyle dalga geçilmemesi gerektiğidir. Kutsal dinimiz, yaratanımız ve peygamberimiz bırakın alay konusu olmayı tartışmaya bile açık değildir. 
Özgürlük mü istiyorsunuz ?..Artık çok özgürsünüz :)))
Bu yazının sonuna geldiğimde diyeceğim şudur ;
Herkesin özgürlüklerine saygı duyun,
Kendiniz olun.. İyisiyle kötüsüyle insanlar sizin ne olduğunuzu biliyor...
Üç beş kuruş için memleketi satmayın,
Parayla göreceğiniz saygı sahte saygıdır. 
Sonra kendi memleketimizde yabancı olmayalım.
Sevgiyle...

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
10Şub

CANLI YAYININ ARDINDAN

03Ara
25Kas

SEÇİME DOĞRU

23Ağs

ŞİMDİ TÜRKİYE ZAMANI…

13Ağs